Joker: Oscar'ları hazırlayın Joker geliyor... (Spoiler Içermez)
- Olcay Holat
- 4 Eki 2019
- 2 dakikada okunur
Aylardır beklediğimiz film sonunda vizyona girdi. Venedik Film Festivali'nden "En İyi Film" ödülüyle dönen Joker filmi, Joaquin Phoenix'in olağanüstü performansıyla adından söz ettirmişti. Hatta ilk gösterimlerden sonra, bana göre çeşitli sızdırma haberlerle, "Amerikan Ordusu, Joker Gösterimleri İçin İzleyicileri Uyardı" haberleri dahi çıkmıştı. Haberlere göre film sonrası şiddet ve çeşitli suç eylemleri yapılabilir tehdidi bulunmaktaydı. Evet, sonunda bunca tartışmaya neden olan filmi izledim.

Sanıyorum son zamanlarda bu kadar etkileyici bir film ne zaman izledim, hatırlamıyorum. Filmden sonra 2 saat kendime gelemedim. Bana kalırsa karanlık tarafa ilk defa bu kadar empati kuruyoruz. Bir anti-kahraman'ın toplum tarafından nasıl suç makinesine dönüştüğünü, yönetmen adım adım gösteriyor seyirciye...
Filmin öyküsü anlatı evrenine sadık kalarak, Gotham City'de geçiyor. Zengin-fakir ayrımının derinleştiği, zenginin hüküm sürdüğü Gotham'da, kenara itilenlerin dünyası Joker karakteri üzerinden anlatılıyor. Başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in, gülme histerik krizleri ve tuhaf görünüşü nedeniyle toplum tarafından bir şekilde dışlanıyor. Aslında Joker oluncaya kadar da dışlanmamak ve topluma uyum sağlamak için mücadele ediyor. Ancak kenara itilen ve adım adım her şeyini kaybeden Arthur, toplumda da bir suç dalgasının da başlamasına neden oluyor.
Aslında film boyunca sorguladığımız çok şey oluyor; gülmek ve ağlamak; iyi insan olmak ile kötü insan olmak arasındaki ince çizgi; toplumun ve sistemin bizi nerede konumlandırdığı gibi bir çok soru kafanızda film boyunca dönüyor.

Filmin ilk yarısında yönetmen, Arthur'la (Joker) duygusal bir bağ kurmamızı sağlıyor. Ancak ikinci yarısından sonra işler çığrından çıkıyor ve filmin her köşesine kaos yayılıyor. Karanlık tarafın en güçlü anti kahramanlarından Joker'in de nasıl bu denli bir canavara dönüşebileceğini adım adım izleyiciye gösteriyor. Sinemada süper kahramanların hüküm sürdüğü bir dönemde bence yakın gelecekte anti-kahramanların dönemi başlayacak. Deadpool, Joker, Harley Quinn, Venom bunların işaretlerini veriyor...

"Kimse Gülmüyor" bence filmin en iyi ana temalarından biri... Arthur film boyunca gülme krizlerine çoğunlukla acı çektiğinde giriyor, bir tür savunma mekanizması... Aslında bu da yaşadığı acıları sürekli yok sayma çabası gibi... Ancak kaos başladığında toplumda ezilenlerin nasıl güç elde edebileceğini öyle sahnelerle gösteriliyor ki, bir anlamda da kötülüğe veya suça bir meşrulaştırma mantığı yarattığını da söylemek lazım filmin...
Bu kaos içinde Batman'in Bruce Wayne'nin de doğuşuna şahitlik edeceksiniz, bu da bence filmin en özel anlarından biriydi...

Film boyunca düşündüğüm şeylerden biri aslında Joker oluncaya kadar Arthur'un da hayallerinin sade bir insan kadar gerçekçi olmasıydı. Komedyen olmak, dans etmek, TV Show'larına çıkabilmek gibi... Ama hiç kimsenin bu hayalleriyle onu fark etmediği bir dünyada yarattığı kaos ile farkediliyor. Şiddet şiddeti besliyor.
Özetle, Joker bana kalırsa son yılların en iyi anti-kahraman filmlerinden biri... Joaquin Phoneix'in olağanüstü performansıyla, kariyerinin en iyi rolünü sahneliyor. Söylenecek tek şey var "Oscar'ları hazırlayın Joker geliyor..
Comments