Nomadland: Yersiz Yurtsuzlasan Bir Baska Amerika
- Olcay Holat
- 16 Oca 2021
- 1 dakikada okunur
Aynı adlı romandan uyarlanan, Chloe Zhao'nun yönettiği, Oscar ödüllü Frances McDormand'ın başrolünde yer aldığı Nomadland filmi, katıldığı birçok festivalde en iyi film dahil sayısız ödül aldı. Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan, Toronto Film Festivali'nde ise Halkın Seçimi Ödülü'nün sahibi olan "Nomadland" , 2020 Ulusal Film Eleştirmenleri Birliği ödüllerinden de en iyi film ödülüyle döndü. Gidişat gösteriyor ki, Oscar ödüllerinde de adından söz ettirecek...

Filmin öyküsü; 2008 ekonomik krizi sonrası her şeyini kaybeden altmışlı yaşlarında bir kadın olan Fern'in Kuzey Amerika'dan batıya doğru karavanıyla yolculuğunu anlatıyor. Bu yolculuk esnasında film, yersiz yurtsuzlaşan bir başka Amerika ile bizleri buluşturuyor.

Çok çalışma ile zenginliğin ve refahın herkese açık olduğu Amerikan Rüyası ideolojisinin aksine, film bizi Amerika'nın sokaklarına itilen kaybedenlerin hikayeleriyle yüzleştiriyor. Yersiz yurtsuz Fern, her uğradığı durakta başka bir kaybedenin hikayesinin içerisinde kendi yalnızlığını buluyor.

Film, bütün hayatını çalışarak geçiren modern bireyin, bütün çabalarına rağmen kazanan olamadığı bir dünyada, göçebe yaşamı tercih edenler "ya da zorunda bırakılanlar" üzerinden modern dünyayı sorguluyor.

21. Yüzyılın Amerika'sında hayatta kalmanın zorluklarıyla yüzleştiren film, "Homeless" (evsiz) olarak anılan bir kesimin yaşamıyla seyirciyi buluşturuyor.
Filmin temel mesajını özetleyen bir söz, filmin sonunda geliyor: "Gitmek zorunda kalanlara adanmıştır" . Belki de tek bir cümle, tüm bir filmi aynı zamanda gitmek zorunda bırakılan koca bir modern kuşağı anlatıyordur.
Comments