Parazit: Evrensel Bir Sistem Elestirisi

Oscar'da bu yıl Parazit filmi yılın en iyi filmi seçildi. Katıldığı bütün ödül törenlerinden eli boş dönmeyen Parazit filmi, toplamda 175 ödül kazandı. Cannes'da Altın Palmiye'yi kazanan film; Oscar'da En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Uluslararası Film ödüllerini kucakladı. Oscar'da 92 yıl sonra bir ilk yaşanarak, İngilizce olmayan bir filme "En İyi Film" ödülü verildi. Oscar tarihine geçecek bir hareketle akademi üyeleri, filmi desteklemiş oldu.

Tabi bu başarının ardında kuşkusuz yönetmenin filmine çok güçlü bir şekilde sahip çıkması var... Yönetmen, katıldığı tüm festivallerde, ödül törenlerinde ve söyleşilerde filmine olan inancını tekrar tekrar anlattı. Böylesi PR çalışmasında, tüm dünyanın bu hikayeyi sahiplenmesini sağladı.

Parasite, farklı film türleri arasında dolaşan kurnaz bir hikayeye sahip... Film temelde kapitalist dünya düzeninde sınıf çatışmasını iki aile üzerinden ele alıyor. Soyla gelen servetin klasik bir tablosu olarak Park ailesi; diğer yanda ise sosyal zekası bakımından zengin ama başka hiçbir zenginliğe sahip olmayan Kim ailesi... Farklı aile profilleri üzerinden yoksul olmak ile zengin olmak arasındaki çatışmayı ve alt sınıf isyanını çok iyi özetlemiş bir hikaye...

Filmin adında gördüğümüz "parazit" olma hali Kim ailesini metaforlaştırırken, başkasının bedenine girip onu sömürmeyi simgeleştiriyor. Tam da Kim ailesinin Park ailesine yaptığı gibi... " Alt sınıfa ait yoksullaşmış bir yaşamı ve sınıf atlayamanın zorluklarını kurnazca iliştirilmiş repliklerde bulabiliyoruz. Sistemin kurduğu hiyerarşiyi, filmin her noktasında hissediyoruz. Filmin temel mottosu: "Hangimiziz Parazit, yukardakiler mi, aşağıdakiler mi?" . Bu soruyu film boyunca sorguluyoruz ...

Güney Kore sinemasını Kim Ki Duk'tan beri çok seven biri olarak, Bong Joo Ho'nun Oscar'ları kucaklamasına çok sevindim. Evrensel bir sinema diliyle bugün içinde bulunduğumuz kapitalist dünya düzenine sistem eleştirisi getiren film, aldığı ödüllerle bu meselenin küresel bir sorun haline geldiğini göstermiş oldu. Bong Joo Ho sineması ve Güney Kore sineması içinde altın çağın başlangıcı diyebiliriz. Umarım Türk sineması içinde benzer başarıları görürüz. Türk sineması bunu hak ediyor...