Netflix, Scorsese ve The Irishman
- Olcay Holat
- 4 Ara 2019
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Ara 2019
Dijital platformlardan biri olan Netflix, yılın sonuna doğru en çok konuşulan projesini yayınlandı. Yönetmenliğini Martin Scorsese'nin yaptığı filmde, Hollywood'un en usta aktörleri yer alıyor. Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci, Harvey Keitel gibi devler kadrosu aynı filmde buluşuyor. Bu yüzden arkanıza yaslanın ve yaklaşık 3.5 saat boyunca bir Scorsese filminin tadını çıkartın...

Bir mafya tetikçisi olan Frank Sheeran’ın hayatını anlattığı "I Heard You Paint Houses" adlı romanından uyarlanan film, Amerikan tarihinin en gizemli suç olaylarından biri olan işçi lideri Jimmy Hoffa'nın ortadan kayboluşuna odaklanıyor. Filmin başında kocaman puntolarla yazan "Duyduğuma Göre Evleri Boyuyormuşsun" cümlesi kitabın ismine ve mafya dünyasındaki bir klişeye yapılan bir göndermedir. Anlamı ise, vurulan kişinin vücudundan sıçrayan kanın duvarları ve zemini kana boyamasından ileri geliyor.

Amerika'da yetmişli yıllar; Vietnam sendromu, Kennedy Suikastı, Nixon hükümetinin Watergate skandallarından dolayı adalet algısının değiştiği yıllar. Sinemada kendi adaletini arayan ve intikamının peşinde koşan kahramanların ve mafyatik dünyanın yer aldığı dönemler. Tam da bu dönemleri anlatmayı çok seven Scorsese, The Irishman filminde mafyalara ait bir dünyayı, tüm gerçekliğiyle aktarıyor.

The Irishman, yetmişli yılları en ufak detayına kadar yaşatan bir film olmuş. Seyirci dönemin bir çok tarihi olayına film boyunca rastlarken, biyografik bir hikayenin içerisinde de kaybolmuyor. Sadece Jimmy Hoffa'nın öldürülmesi üzerine kurgulanmayan film, aynı zamanda güç kavramını, erkek dünyasındaki ilişkileri, bitmek bilmeyen öldürme arzusunu ele alıyor. Yargı aracılığıyla adaleti çiğneyenlerin dünyasına da ışık tutuyor.

Filmde kollektif hafıza ve toplumsal belleğe ait eleştiriler de bulunmakta. Tarih içerisinde hafıza kaybı yaşayan toplumlara yönelik eleştiri, geçmiş ile bugün arasında kurulamayan bir bağ üzerinden ele alınıyor.
"Yönetmenin kollektif hafızaya yaptığı vurgu, hemşirenin fotoğraftaki Jimmy Hoffa'yı tanımadığı sahnede doruğa çıkıyor."

"Herkes öldü Bay Sheeran, artık bitti. Koruyacak kimse kalmadı..."
Bana kalırsa filmin en etkileyici sahnesi, bu diyaloğun geçtiği sahne.. Güç savaşlarının anlamsızlığını ve öldürme arzusunun herkesi yok ettiği bir dünyayı metaforik anlamda özetliyor. Scorsese sinemasının bir klasiği olacak film, yönetmenin sinemaya olan tutkusuna rağmen Netflix platformunda yayınlanıyor. Yaklaşık 10 yıl boyunca yapımcı yapımcı gezen Scorsese ve De Niro olumsuz yanıtlardan sonra, çareyi Netflix de buluyor.

Özetle, kimilerine göre baş yapıt, kimilerine göre 3.5 saatlik süresiyle sıkıcı bir film olarak anılan The Irishman, Scorsese hayranları tarafından çok sevilecek. İzleyici, mafya dünyasının gizli koridorlarında gezinirken, yer altı dünyasının keşfedilmeyen taraflarına doğru bir yolculuğa da çıkacak.
Amerika'nın en karanlık dönemleri Scorsese filmiyle buluşup, bence bir başyapıta dönüşüyor...
Email: olcayholat@gmail.com
Comments